Archive for 2013-03-10

16 Mart 2013 Cumartesi

Societa Sportivo Lazio (S.S.Lazio) 9 Ocak 1900 yılında kurulmuş, Roma şehrine ait bir spor kulübüdür. Mavi-beyaz renklere sahip olan kulübün ''Kartal'' , takma isimleri de ''Biancocelesti'' dir. Serie A'da şampiyon olmayı unutmuş olan Lazio, son şampiyonluğunu 1999-2000 yılında yaşamıştır. Zaten sadece 2 şampiyonluğu bulunuyor Roma ekibinin.


Bildiğimiz gibi Lazio, Uefa Avrupa Ligi'nde çeyrek final de Fenerbahçe ile eşleşti. Lazio Avrupa'da oldukça iyi bir performans sergiliyorlar. Play-off dahil oynadıkları 12 maçta mağlubiyet yüzü görmediler. Grup aşamaların da turnuvanın favorisi Tottenham'ın da bulunduğu J grubundan namağlup ayrıldılar. Eleme turlarında ise Fenerbahçe'nin grubundan 2. olarak çıkan Mönchengladbach'ı 3-3 ve 2-0 ile, bir üst turda da yine bir Alman temsilcisi olan Stutgart'ı 2-0 ve 3-1 ile geçerek çeyrek finale kalmıştı.


Lazio'nun oynadığı her maçta takımını yönlendiren Brezilya'lı yıldız oyuncu Hernanes,  asist ve golleriyle de takımının tüm yükünü çekiyor. Hernanes'in yanı sıra dikkat edilmesi gereken bir diğer isim ise en uçta ki Libor Kozak. Lazio - Stutgart maçın da atılan 3 golde Kozak'tan gelmişti. Çek futbolcu attığı 8 gol ile hem takımının hem de Uefa Avrupa Ligi'nin en golcü oyuncusu konumunda. Lazio'nun 31 yaşında ki tecrübeli İtalyan oyuncusu Sergio Floccari'de turnuva da attığı 4 gol ve yaptığı 1 asist ile göz dolduran oyuncular arasında yer alıyor.

Uefa Avrupa Ligi'nde oynadığı 10 maçta 19 gol atan Lazio, maç başına 1,9 gol ortalamasıyla oynuyor. Rakip kalelere 114 şut atan İtalyan ekibi, bu şutların 54'ünde isabet sağlamış. 54 şutta 19 gol de pek yamana atılacak bir performans değil. Çektikleri 3 şutun 1'i ağlarla buluşmuş.

Bir dönem Samsunspor'u çalıştıran Vladimir Petkovic'in çalıştıcılığını yaptığı Lazio'nun kadrosunda en dikkat çeken isim ise hiç şüphesiz Miroslav Klose.  Ancak Alman golcü sakatlığı sebebiyle her iki maçta da forma giyemeyecek. Bir diğer golcüleri İtalyan Sergio Floccari ise ilk maçta sakatlığından dolayı forma giyemeyecek.

Faşist ve ırkçı bir taraftar kitlesine sahipler. Taraftar gruplarının ismi ''Irriducibili'' İtalya'nın en nefret edilen, siyasi görünüşlerini her zaman önde tutan bir gruplar. Kendi adlarına mağaza ve radyoları vardır. En büyük özelliklerinden birisi de yaptıkları büyük pankartlardır. Bunun için özel uğraşan taraftarları bulunuyor. Bildiğimiz gibi 4-5 metrelik pankartlar değil 50 metrelik pankartlar yapıyorlar. 


NOT:  İtalya'da ki maç Lazio'nun cezası sebebiyle seyircisiz oynanacak.


Furkan Bak
Beste Kaya



11 Mart 2013 Pazartesi
DAHA BİTMEDİ !

Fenerbahçe sezonun en önemli maçlarından birisinde evinde Bursaspor'u 4-1 gibi net bir skorla yenmesini bildi. Güzel oyun, taraftar desteği ve oyuncuların oynadıkları oyundan zevk almasının bir eseri bu skor. Ve tabi ki Aykut Kocaman'ın.

Fenerbahçe'de kronikleşen bir hastalık haline gelen ilk golü yeme hastalığı bu maçta da baş gösterdi. Neyse ki cevap çok gecikmedi. Eğer Bursaspor oyunu 10-15 dk daha tutabilseydi Fenerbahçe'nin işi çok daha zora girebilirdi.

Oyun anlamında yine ne yaptığını bilen ve kontrollü bir Fenerbahçe izledik. Son dönemlerde zaten takımın karakteri oldu bu oyun tarzı. Beğenirsiniz beğenmezsiniz ama Fenerbahçe artık kontrollü oynuyor.

Saha içine bakacak olursak, Emre çıkmadan yine takımı öne iten bir güç oldu. Attığı gol ve Kuyt'a verdiği akıl dolu pas ile taraftarlara ''keşke çıkmasaydı'' dedirtti. Ve Emre çıktıktan sonra -25. ile 45. dakikalar arasında- Fenerbahçe kaleye gidemedi. Emre'nin sahadayken oynadığı oyunu, aldığı sorumluluğu birisinin alması lazımdı. Ve ikinci yarıda son dönemlerde bir kesim tarafından eleştirilen Raul Meireles sahneye çıktı. Takımı öne taşıyan, orta sahada çabalayan oyuncu profiline büründü. Adete istediğinde neler yapabileceğini gösterdi. Diğer bir kilit nokta ise Mehmet Topal oldu. Oyuna girdikten sonra ''kesici'' görevini muhteşem bir şekilde gerçekleştirdi. Zaten o girdikten sonra Bursaspor orta sahasının en etkili adamı olan Batalla'nın etkinliği biraz daha azaldı. Gökhan'ın yerine forma şansı bulan Mehmet Topuz da sağ bekte güven vererek, ''Gökhan yoksa ben varım'' dedi hocasına. Stoper bölgesinde görev yapan Bekir İrtegün ise birkaç pozisyon haricinde hatasız oynadı. İleri çıkışlardaki cesurluğu ile yine dikkat çekti. Hasan Ali kaldırım da Ziegler'e ve hocası Aykut Kocaman'a bir mesaj gönderdi. Bu takımda sol bek mevkisinde bende varım der gibiydi. İleride Sow ve Kuyt'ın enerjisi ise yine taktire şayandı. Maçın en etkisiz ismi ise Semih Şentürk oldu. Fizik olarak bitik bir görüntü sergileyen Semih adeta Fenerbahçe'de ki süresinin dolduğunu gösterir gibi oynadı.



Bir parantez de Aykut Kocaman'a açmak lazım. Hoca büyük bir tebriği hak ediyor. 4 günde 2 zorlu karşılaşma ve 2 net skor. Fizik olarak dimdik ayakta duran ve maç boyu toplam 114.1 km koşan bir takım vardı. Tebrikler Aykut Kocaman ve ekibine.

Bu galibiyet ile Fenerbahçe lider Galatasaray ile arasındaki puan farkını 4'e indirirken oynadığı muhteşem futbolla rakiplerini tedirgin etti. Ve 1 hafta önce biten umutları tekrar yeşertti. Belki de taraftar bu yüzden hocalarına ''Kocaman Umutlarımızın Sahibisin'' diyordur, kim bilir?


DAHA BİTMEDİ !

Posted by Unknown

Hürriyet

Sitemizi Takip Edin

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Sayaç

Copyright © Furkan'ın Klavyesinden -Volkan ASLAN- Powered by Blogger - Designed by Volkan Aslan